Blog arşivi

Bab-ı Esrar – Ahmet ÜMİT

Ahmet ÜMİT’in harika romanlarından birisi…

bir otel yangını üzerinden Mevlana ve Şemsi öğretti bu sefer.

Hiç bilmediğim şeyleri öğrendim.

Ancak sanki hikayede bitmeyen bir şeyler var, mesela hamile olan KAREN KİMYA ne oldu,

Sevgilisi NİGEL noldu

Otel yangının da ziya öldü falan ama serhan hala yaşıyor o ne oldu

Bence pek çok bilinmeyen var.

Babasının ölümü muhteşem anlatılmış ama belki de SUNNY çok gereksizdi.

Tam adını koyamıyorum ama sanki çok daha iyi olabilirdi.

 

Canan TAN – Piraye

Bir istanbul kızının Diyarbakır ile yolunun kesişmesi…Diş hekimi olmuş iki yetişkin…

Bir ağanın ailesine karşı çıkamayışı..

Sürekli boyun eğmesi…

İnanılır gibi değil dediğiniz yerler var, fedakarlıklar çerçevesinde geçen yaşamlar…

Muhteşem bir kitap,

Sonu hüzün verse de…

Başlama: 06.12.2017

Bitiş: 08.12.2017

Ayşe Kulin – Gece Sesleri

Dört kuşağı içine alan anne-kız ilişkileri, aile içi çatışmalar, sık tekrarlanan askeri darbelerin değişik kuşaklar üzerindeki izleri… Geçmiş araştırılırken ortaya çıkan sırlar, ertelenmiş, söylenmemiş sevgi sözleri, dolayısıyla pişmanlıklar…

Kulin, Egeli büyük bir ailenin 40’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen öyküsünü anlatıyor.

01.12.2017 – 05.12.2017 arasında okudum, yine yollarda dolmuş seyahatleri arasında biten muhteşem bir kitap.

Aile içindeki sırların bir bir açığa  çıkması,

kapalı toplumlardaki iğrenç ilişkiler.

Annesine yakınlaşamadan ölen bir kadın..

Çok etkilendim.

Ahmet Ümit – Sis ve Gece

Başlama Zamanı  : 26.11.2017

Bitiş Zamanı : 30.11.2017

Sayfa Sayısı : 439

Aniden kaybolan genç bir kız: Mine… Âşık olduğu kızı arayan bir MÎT görevlisi: Sedat. Yasak bir aşk. İstihbarat örgütünün içindeki entrikalar. Askerlerle, sivillerin çatışması… Günümüz İstanbul’undan renkli insan portreleri. Karanlık sokaklarda soluk soluğa bir koşuşturma. Örgüt evlerine düzenlenen baskınlar, yargısız infazlar, kayıtlara geçmemiş ölümler. Kayıtlara geçmemiş ölümlerin parçaladığı yaşamlar… Türkiye’nin yakın geçmişine insani bir bakış…

 

1996 yılında yazılmış olmasına rağmen sanki bugünü anlatır gibi. Son anına kadar ne olacağını kestiremediğim harika bir kitap idi. Sadece dolmuş yolculuklarında okuduğum için acaba ben mi bir şeyi kaçırdım, acaba başka bir şüpheli var mıydı diye okuyarak sürekli heyecanımı diri tuttu.

 

Hiç ummadığım bir ihtimal ve hiç ummadığım bir son …

Detaylar harika, olaylar gerçekten muazzam desenlenmiş. Bir adamın başına gelecek en kötü şey, sevdiğini kendi elleri ile öldürmek üstelik de kendi çocuğuna hamile iken…

Oysa evde bekleyen vefalı ve sadık bir de anne var …

Polisin ( ya da devletin ) yaptığı bir hata var, alttan alta vurgulanan devletin hücre evi baskınlarında masum insanları öldürmesi de işleniyor.

Geçen sene de zaten buna benzer bir şey olmuş ve bir genç kız yaşamını yitirmişti.

 

Tek kelime ile muhteşem, 21 sene önce ve bugün…

Değişen bir şey yok